TEYEMMÜMÜN SÜNNETLERİ

·          Teyemmüme Besmele ile başlamak

·          Tertibe riayet etmek (Önce yüzü sonra kolları meshetmek)

·          Bunları birbiri ardınca yapıp ara vermemek

·          Elleri yere koyarken önce ileri sürmek,sonra tekrar geri çekmek

·          Parmaklarını açık bulundurmak

·          Ellerini yerden kaldırdığında eğer tozlu veya çakıllı ise ellerini birbirine vurarak silkelemek

ADABINA UYGUN TEYEMMÜM

            Mesela namaz için temizlenmeye niyet edip Euzü Besmele çekilir.Teyemmüm edilecek toprak cinsi bir şey üzerine parmaklar açılarak iki el ayası iyice oturtulup ileri geri sürülerek kaldırılır.Eller birbirine vurularak silkelenir.İki el ayası ile yüzün tamamı bir defa meshedilir.İkinci defa toprak cinsi bir şey üzerine parmaklar açılarak iki el ayası iyice oturtulup ileri geri sürülerek kaldırılır.Eller birbirine vurularak silkelenir.Baş parmak diğerlerinden ayrılır.Sol el parmaklarıyla sağ el ve kolun dış tarafı parmak uçlarından başlanarak dirseğe kadar-dirsek dahil- meshedilir.Sonra sol elin baş ve serçe parmağı ile halka yapılarak sağ kol kavranır.Sol el ayası ile sağ kol dirsekten bileğe kadar meshedilir.Bilektende ileriye doğru sol el meshederek ilerlerken sol el başparmağı sağ el başparmağının üstünü mesheder.Zaman geçirilmeden aynı mesh bu defa sol el ve kolda uygulanır.

TEYEMMÜMÜ BOZAN HALLER

·          Abdesti bozan veya guslü gerektiren haller teyemmümü de bozar.

·          Teyemmümü mübah kılan özürlerin ortadan kalkması

ÇEŞİTLİ MESELELER

·         Bir abdestle birçok farz veya nafile namaz kılınabileceği gibi bir teyemmümle de kılınabilir.

·         Cünüplükten dolayı yapılan teyemmüm aynı zamanda abdest yerine de geçer.Yeni bir cünüplük ve abdestsizlik hali zuhur etmedikçe o teyemmümle su kullanma imkanı doğuncaya kadar namazlarını kılabilir.

·         Bir özür için teyemmüm eden kimse başka bir özre mübtela olsa o özrün bitmesiyle teyemmüm son bulur.Sonraki özür için tekrar teyemmüm yapması gerekir.

·         Teyemmümle namaz kılarken su bulunursa namaz bozulmuş olur,abdest alıp yeniden namazını kılması gerekir.Namaz kılındıktan sonra su bulunursa namazın iadesi gerekmez.

·         Suyun varlığından haber verecek uygun bir kimse bulunduğu halde ondan sormaksızın teyemmüm yapmak caiz değildir.

·         Abdest almak veya gusletmek için başkasının yanında bulunan suyu istemek gerekir.

·         Başkasının yardımı ile abdest alabilecek kişinin yardımcısı kendi kölesi,çocuğu veya ücretli hizmetçisii ise teyemmüm etmesi ittifakla caiz olmaz.

·         Abdest uzuvlarının yarısında veya çoğunda yara bulunan kimse teyemmüm eder.Fakat yarısından azı yaralı ise sağlam yerlerini yıkar ve yaraların üzerini mesheder,teyemmüm yapamaz.

·         Gusül içinde,eğer vücudun yarısı veya çoğu yaralı ise teyemmüm edilir.Yarısından azı yaralı ise yıkanır,yaralar meshedilir.

·         Abdestin veya guslün farz veya vacib olduğu yerde teyemmüm de fazr veya vacib olur.

_________________________

 

·         Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la bir seferde beraber idik. Beydâ nam mevkiye veya Zâtu'l-Ceyş denen yere gelmiştik ki benim bir kolyem kop(up kaybol)du. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onu aramak için kaldı, O'nunla birlikte herkes orada kaldı. Bir su başında da değillerdi. Üstelik beraberlerinde su da yoktu.     Halk Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh)'e uğrayıp:     "Aişe'nin yaptığını gördüm mü! Hem Resulullah'ı, hem de herkesi burada oyaladı. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!" demişler. Resulullah başını dizlerimin üzerine koymuş uyurken Ebu Bekr (radıyallahu anh) çıkageldi.     "Sen Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı da halkı da, burada hapsettin. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!" diyerek, babam beni azarladı ve Allah'ın dilediğince başka şeyler de söyledi. (Öfkesini daha da yenemeyip) eliyle böğrüme böğrüme dürterek (canımı yaktı). Resulullah'ın başı dizimin üzerinde olduğu için kımıldamamaya çalıştım.     Resulullah aleyhissalatu vesselam sabaha kadar, susuz olarak uyudu. Sabah olunca Allah Teâla Hazretleri, teyemmüm ayeti'ni inzal buyurdu: "...Su bulamazsanız temiz toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size sorluk yapmak murad etmez, bilakis sizi temizlemek, ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister, ola ki şükredersiniz" (Maide 6).     Üseyd İbnu Hüdayr -ki (Akabe biatına katılan) nakiblerden biridir- dedi ki: "Ey Ebu Bekr ailesi! Bu, sizin ilk bereketiniz değildir."     (Hz. Aişe) sözüne devam ederek) dedi ki: "Bindiğim deveyi dürtüp kaldırdım. (Kaybolan) kolye altında çıktı."  

·         Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "İki kişi bir sefere çıktılar. Derken namaz vakti girdi. Beraberlerinde su olmadığı için temiz toprakla teyemmüm ettiler ve namazlarını kıldılar. Sonra vakti içinde su buldular. Bunlardan biri, abdesti de namazı da iade etti, diğeri iade etmedi.     Sonra Resulullah Aleyhissalatu vesselam'a gelince durumu anlattılar. Resulullah aleyhissalatu vesselam, iade etmeyene:     "Sünnete isabet ettin, namazın sana yeterlidir!" dedi. Abdesti ve namazı iade eden zata da:     "Sana iki kat ücret var!" ferman buyurdu."  Ebu Davud, Taharet 128, (338, 339); Nesai, Gusl 27, (1, 213).  

 

GERİ DÖN